İçyer kararından sonraki eğilimler
Hükümetin mahkemeye sunduğu yüzlerce sulhnamelerden oluşan yığın karşısında, AİHM, Tazminat Yasasının etkili bir iç çözüm olduğu kararına vardı. İnsan Hakları İzleme Örgütünün 22 Şubat 2006 tarihli mektubunda da bazı uzlaşma kararlarının, geri dönen ailelere gerçekçi bir yardım sağlayacak seviyede tazminat sağladığı teyid edildi. Sonraki olaylar ise ilk başlardaki eli açık kararların görece güvenilir sistemin belirtileri değil, AİHMnin başka tazminat kararları vermesini engellemek için yapılmış bir planın parçaları olduğunu ortaya koydu. Strateji, Strasburgda karar bekleyen köylülerin başvurularına öncelik vererek, bazılarına görece eli açık tazminatlar vermek üzerine kuruluydu. Avukat Tahir Elçi şu gözlemlerde bulunuyor:
İçyer kararı ilan edilir edilmez, zarar tespit komisyonları çok daha düşük değerlendirmeler yapmaya ve hatta daha önceden yapılmış değerlendirmeleri gözden geçirme girişimlerine başladı. Diyarbakırın Lice ilçesinden C.S.nin hali bu duruma bir örnek. 1993 Ağustosunda askerler C.S.nin evine yanıcı kimyasal maddeler yerleştirerek, Lice yakınlarındaki Ziyaret köyündeki pek çok başka evle beraber ateşe verdiler. C.S. şu ana kadar evine dönemedi. 2005 yılında tespit komisyonu 40.000 YTL (26.800$)lık bir uzlaşma teklifi yaptı. (Kendi değerlendirmesine göre zararı en az 150.000 YTL [100.500$] olmasına karşın) Teklifi kabul etti. Evraklar tamamlanmadan İçyer kararı çıktı. Tespit komisyonu şimdi yeni bir tespit yapmadan uzlaşmaya yanaşmıyor. C.S.nin avukatı Habibe Deyar derin bir hüsrana uğruyor çünkü Strasburgdaki AİHM önündeki davası oldukça ileri bir aşamaya ulaşmıştı. İçyer kararı Deyarın davalarını rayından çıkarmakla kalmadı, tespit komisyonunu, Tazminat Yasası uyarınca yapmış olduğu mevcut teklifi aşağı çekme girişiminde bulunması için de teşvik etmiş oldu. Tespit komisyonundaki görevliler rakamların çok yüksek olduğunu, arazinin tekrar ölçülmesi gerektiğini söylediler ve herhalde bu sefer rakamlar daha düşük çıkacak.29 C.S. de avukatının hayal kırıklığını paylaşıyor: AİHMna inanıyorduk ve bu yüzden müracaat ettik. Onlardan yana bir umudumuz vardı. Yani Avukat Habibe Deyar, kendi elindeki vakaların 40 tanesinde anlaşmaya varıldığını ve sulhnamelerin zarar tespit komisyonu, vali yardımcısı ve davacı tarafından imzalandığını bildirdi. İçyer kararından sonra zarar tespit komisyonu, değişen koşullardan faydalandı ve üzerinde anlaşmaya varılan bu sulhnameleri imza için valiye sunmakki bu, ödemeden önceki son adımyerine, dosyaların büyük çoğunluğunu, daha düşük bir sulhname sağlamak üzere yeni bir teklif hazırlanması için kenara ayırdı.31 Avukat F.L. Diyarbakır ilindeki tespit komisyonlarının birinde Diyarbakır Barosunu temsil ediyor. Ocak 2006dan sonra, komisyonun aciliyet duygusunu kaybettiğini ve daha düşük ödemeler yapmaya başladığını bildirdi. AİHMnin ünlü İçyer kararından sonra sulhname ödemelerindeki seviyenin düştüğünü gördüm. Ben 2005te başladım. İlk altı ay boyunca ayda altı ya da sekiz toplantı yapardık. Ama son bir ay içinde bir kere dahi toplanmadık. Bunun sebebinin ne olduğunu söyleyemem ama insanı şüpheye düşürüyor ve bu kararın etkili olduğu izlenimini veriyor. Bu karardan sonra, mesela ağaçlara zararlarla ilgili hesaplamalardaki yaklaşım çok daha kısıtlayıcı oldu. AİHM hükümetin elini güçlendirdi.32 Avukat Mehmet Kaya da komisyonların çalışmalarında yavaşlama33 ve ödeme seviyelerinde düşüş gözlemledi:
Aynı avukat, değişimin niceliğini Diyarbakırın üç köyünden rakamlarla sergiledi: Hani yakınlarındaki Gömeç köyünde, İçyer kararından önce 110 hanenin her birine yapılan ortalama ödeme 22.000 YTL (14.740$) idi. Kocaköy yakınlarındaki Şaklat köyünde, İçyer kararından önce 192 hanenin her birine yapılan ortalama ödeme 33.000 YTL (22.100$) idi. Buna karşın, Lice yakınlarındaki Güldiken köyünde, İçyer kararından sonra yapılan keşif ve sulhname önerilerinde 250 haneye yapılan tekliflerin ortalaması 8.000 YTL (5.360$)Şaklat örneğine göre dört misli bir düşüş. Ödemelerdeki düşüş Diyarbakır ile sınırlı değil. Avukat Sabri Erikin bildirdiğine göre Bingölde arazilerine ulaşamayan köylülere yapılan ödemeler 2005 yılında dönüm başına 75 YTL iken İçyer kararından sonra, dönüm başına önce 50 YTLye, Nisan 2006dan sonra ise 25 YTLye düştü. Erik, Geçen yıl tahrip edilen bir ev için tazminat olarak 20.000 YTL (13.400$) veriyorlardı. Bu sene ise 8.000le 10.000 YTL arasında ödüyorlar dedi.36 Soldaki rakamlar, Diyarbakır, Kocaköy, Şaklat köyünde İçyer kararından önce yapılan uzlaşma anlaşmalarındaki teklifler. Sağdaki rakamlar ise Diyarbakır, Lice, Güldiken köyünde İçyer kararından sonra köylülere sulhnamelerde yapılan teklifler. Köyler, hane büyüklüğü, arazi ve evlerin niteliği açısından kabaca benzer özellikler gösteriyor ve her ikisi de 1993 yılında güvenlik güçleri tarafından imha edildi. Ancak, İçyer kararından sonra yapılan anlaşma tekliflerinin genel seviyesi bariz olarak düşük. 27 Ben terör tazminatında Türkiye'yi 20 milyar Euro zarardan kurtardım, Vali Yardımcısı Erol Özerin Fişleme Yeniden Gündemde başlıklı yazıdaki ifadesi, Zaman (Istanbul), 1 Nisan 2006. 28 İnsan Hakları İzleme Örgütünün avukat Tahir Elçi ile 3 Nisan 2006 tarihinde Diyarbakırda yaptığı görüşme. 29 İnsan Hakları İzleme Örgütünün avukat Habibe Deyar ile 3 Nisan 2006 tarihinde Diyarbakırda yaptığı görüşme. 31 İnsan Hakları İzleme Örgütünün avukat Habibe Deyar ile 3 Nisan 2006 tarihinde Diyarbakırda yaptığı görüşme. 32 İnsan Hakları İzleme Örgütünün avukat F.L. ile 3 Nisan 2006 tarihinde Diyarbakırda yaptığı görüşme. 33 Türkiye İktisadi ve Sosyal Etütler Vakfının Mayıs 2006 tarihli ve Güvensizlik Mirasının Aşılması: Devlet Ve Yerinden Edilmiş Kişiler Arasında Toplumsal Mutabakata Doğru, başlıklı raporu da komisyonların çalışmalarının yavaşladığına ve ödeme seviyelerinin düştüğüne değiniyor. 34 Bir dönüm bir hektarın onda biridir. 35 İnsan Hakları İzleme Örgütünün avukat Mehmet Kaya ile 6 Nisan 2006 tarihinde Diyarbakırda yaptığı görüşme. 36 İnsan Hakları İzleme Örgütünün avukat Sabri Erik ile 7 Nisan 2006 tarihinde Bingölde yaptığı görüşme. |