Skip to main content

Türkiye'nin Vahim Suçlarla itham Edilen Suriyeli Gruplara Kucak Açması Endişe Verici

Türkiye'nin İşgal Ettiği Topraklarda Cezasızlık Hüküm Sürüyor

Suriye Milli Ordusu'na bağlı bir grup olan Sultan Süleyman Şah grubunun bir üyesi, 31 Ekim 2021 tarihinde Suriye'nin Afrin kentinde düzenlenen bir askeri tatbikata katılırken elinde Türk bayrağı tutuyor. Fotoğraf 31 Ekim 2021'de çekildi. © 2021 REUTERS/Khalil Ashawi

Sosyal medyada yer alan ve 17 Temmuz'da Türk medyasına da yansıyan fotoğraflarda, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde işgal ettiği bölgelerde desteklediği, silahlı muhalif gruplardan müteşekkil gevşek bir koalisyon olan Suriye Ulusal Ordusu'nda (SUO) yer alan iki silahlı fraksiyon liderinin Türkiye'de sıcak bir şekilde karşılandıkları görülüyor. Fotoğraflardan birinde bu liderler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hükümetini destekleyen ana koalisyon ortağı Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) başkanı Devlet Bahçeli tarafından kabul ediliyor; bir diğerinde ise hüküm giymiş Türkiyeli bir mafya lideriyle birlikte poz veriyorlar. Fotoğraflar, Suriyedeki silahlı grupların faili olduğu hak ihlallerini durdurmak konusunda Türkiye'nin ne kadar başarısız olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. 

Bahçeli ile hüküm giymiş mafya babası Alaettin Çakıcı, söz konusu silahlı grup komutanları Seyf Ebubekir ve Muhammed el-Casim ile ayrı ayrı bir araya geldi; bu isimlerin her ikisi de ABD tarafından komuta ettikleri Hamzat Tümeni ve Sultan Süleyman Şah Tugayı vasıtasıyla dehşet verici hak ihlalleri gerçekleştirmek ve bunlara göz yummakla suçlanıyor. Bu ihlaller arasında kanunsuz öldürme, insan kaçırma, işkence, haraç alma, cinsel şiddet ve mülke el koyma gibi suçlar da yer alıyor.

Söz konusu komutanların hem kendilerine, hem de komuta ettikleri silahlı gruplara ABD tarafından yaptırımlar uygulanıyor. Ebu Amşa olarak da bilinen el-Casim hakkında Aralık 2021'de SUO'yu oluşturan gruplardan bazılarının kurduğu bir koalisyon tarafından da bir soruşturma açılmıştı. Söz konusu koalisyon el-Casim'in sivillere karşı işlenmiş tehdit, korkutma, saldırı ve soygun gibi suçlardan sorumlu olduğunu açıklamıştı. Hak ihlallerinin faili olduğu iddia edilen diğer isimler gibi, bu iki isim de hiç bir engelle karşılaşmadan, komuta ettikleri silahlı gruplara liderlik etmeyi sürdürüyor. Dolayısıyla Kuzey Suriye'de onların kontrol ettikleri bölgelerde hüküm süren kanunsuzluk ve güvensizlik de hala devam ediyor.

Bunun en önemli nedeni Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde işgal ettiği bölgelerde bir cezasızlık ortamının oluşmasını uzun süreden beri destekliyor olması. Aralarında Hamzat ve Sultan Süleyman Şah fraksiyonlarının da bulunduğu SUO'ya bağlı çeşitli gruplar tarafından gerçekleştirilen zulümler daha önce, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Şubat 2024 tarihli raporunda belgelenmişti. Belgelenenler arasında insan kaçırma, çocuklar da dahil olmak üzere kanunsuz alıkoyma, cinsel şiddet ve işkence vakaları bulunuyor. Raporda ayrıca yağma, talan ve mülk gaspı olaylarının yaygınlığına dikkat çekiliyor. Rapor bu ihlallerin engellenmesi ya da mağdurların zararlarının tazmin edilmesi amacıyla hesap verebilirlik ilkesinin işletilmesi yönünde ciddi bir yetersizlik olduğunu da ortaya koyuyor.

Bu gibi fotoğraf kareleri, Türkiye'nin bırakın yukarıda anılan türden hak ihlallerinin üzerine gitmeyi, tam da bu ihlallerin faillerine kucak açarak, onları cesaretlendirdiğini gösteriyor. Bahçeli'nin bu iki silahlı grup lideri ile kamuoyu önünde birlikte görüntü vermesi, onlardan hesap sorulmasına yönelik çabaların altını oymakla kalmıyor, onların eylemlerinin zımnen onaylandığını ya da resmi makamlar tarafından müsamaha gördüğünü de ihsas ediyor.

Türkiye'nin bu isimlere alenen kucak açması, işgalci bir güç olarak sorumluluklarıyla tam bir tezat oluşturduğu gibi, hesap verebilirlik ilkesini, adaleti ve bölgenin gelecekteki istikrarını açıkça hiçe saydığını da gösteriyor.

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.