(Beyrut) – İnsan Hakları İzleme Örgütü, bugün yayınladığı bir raporda, IŞİD adıyla da bilinen İslam Devleti’nin, Suriye’nin bazı bölgelerini kontrolü altında tuttuğu dönemde, bu grubun gözetimi altındayken kaybolan kişilerin akıbetleri sorununun Suriyeli yetkililer tarafından öncelikli olarak ele alınması gerektiğini belirtti. Daha önce IŞİD’in kontrolü altındaki bölgelerin fiili kontrolünü elinde tutan yetkililer, ailelerle bilgi paylaşımını bir öncelik haline getirerek, kayıplar sorununu ele alacak ve ailelerin vakalarını kaydettirmelerine olanak sağlayacak resmî bir sistemin oluşturulmasına yardımcı olmalıdırlar.
“IŞİD Tarafından Kaçırıldılar: Suriye’nin Kayıpları Ortaya Çıkartılamıyor” (“Kidnapped by ISIS: Failure to Uncover the Fate of Syria’s Missing”) başlıklı 57 sayfalık rapor IŞİD askeri yenilgiye uğratılmadan evvel bu grup tarafından yakalanmış ve son olarak bu grubun gözetimi altındayken kendilerinden haber alınmış kişi veya gruplara ait 27 vakaya odaklanıyor. Bu kişi ve gruplar arasında aktivistler, insani yardım çalışanları, gazeteciler ve IŞİD karşıtı değişik gruplardan savaşçılar bulunuyor. Kayıp kişilerin tam sayısı bilinmemekle birlikte, Suriye İnsan Hakları Ağı IŞİD tarafından alıkonulmuş ve akıbetleri bilinmeyen kişilere ait 8 bin 143 vakayı belgelemiş durumda.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Ortadoğu Direktör yardımcısı Joe Stork “IŞİD tarafından işlenen sayısız suç arasında insan kaçırma ve binlerce aktivist, gazeteci ve insani yardım çalışanıyla birlikte, IŞİD’in hasımlarının zorla kaybedilmesi de var,” dedi. Stork, “IŞİD’in askeri yenilgiye uğratılmasının üzerinden neredeyse bir yıla yakın bir zaman geçmiş olmasına rağmen, yetkililerin bu kişilerin akıbetlerinin ne olduğuna ilişkin bilgileri açığa çıkarmayı hala bir öncelik olarak görmemesi, ailelerinin ıstıraplarını daha da artırıyor,” şeklinde konuştu.
Amerika Birleşik Devletleri’nin öncülük ettiği koalisyon ile Kürt’lerin öncülük ettiği bir koalisyon olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 2019 Mart’ında, İslam Devleti savaşçılarının bölgesel olarak yenilmiş olduklarını açıkladı. Kayıp kişilerin aileleri, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne, IŞİD’in yenilgisinin ardından, yakınlarına ilişkin bilgi alabileceklerini ummuş olsalar da birçok vakada yetkililerin bilgi edinmeyi veya edinilmiş bilgileri paylaşmayı bir öncelik olarak görmediklerini söylediler.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün görüştüğü aile üyeleri, mesnetsiz dedikoduların peşine düşüp hüsrana uğramanın, şaibeli aracılara ödeme yapma karşılığında kendilerine bilgi vaat edilmesinin ve yakınlarının akıbetlerine ilişkin bir ipucu bulmak amacıyla gözaltı merkezlerini gezmenin doğurduğu ıstırabı anlattılar. Suriye’nin Kuzeydoğusunda yaşayan insanlar, Kürt güvenlik gücü olan Asayiş’ten, yerel sivil konseylerden, yetkili makamlardaki kişilerden, hastanelerden, toplu mezarları açan ilk yardım çalışanlarından bilgi edinmeye çalışmış, ancak sorularına nadiren yanıt alabilmişler.
Yakınları halen Suriye hükümetine bağlı güçlerin kontrolü altında olan bölgelerde bulunan insanlar da, benzer bir şekilde, kendilerine ya hiç bir bilgi verilmediğini, ya da sorularının IŞİD’in bütün esirlerini öldürdüğüne ilişkin spekülasyonlarla yanıtlandığını anlattılar. Aileler İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne, yakınları öldürülmüş olsalar bile, yaslarını tutabilmek için cenazelerini almak ve uygun şekilde defnetmek istediklerini belirttiler.
Amerika Birleşik Devletleri’nin birliklerini Ekim 2019 tarihinde geri çekmesini takiben, Türkiye’nin ve onun desteklediği Suriyeli devlet-dışı silahlı grupların Kürtlerin kontrolündeki kuzey doğu Suriye’ye düzenlediği askeri harekat neticesinde, eskiden IŞİD’in kontrolünde olan bölgelerde fiili kontrol tesis eden yetkililer değiştiği gibi, büyük ölçekli yerinden edilmeler ve insan hakları ihlalleri de yaşandı. Kürt yetkililer Türkiye’nin düzenlediği harekata karşılık olarak kendi kontrollerindeki bölgelere girmeleri için Suriye hükümetini ve Rusya’yı davet ettiler.
Eskiden IŞİD’in kontrolü altındayken, Suriye Hükümeti’nin, Türkiye’nin ve Kürtler ile Amerika Birleşik Devletleri’nin öncülük ettikleri koalisyonların kontrolüne giren bölgelerin ne boyutta olduklarının tam olarak belli olmaması da durumu karmaşıklaştırıyor. Uluslararası hukuk, bölgelerinde fiili kontrol tesis eden tüm yetkilileri, silah çatışmalar sonucu kaybolduğu bildirilen insanların hesabını vermekle ve bu insanların akıbetleri hakkında ailelerine bilgi sağlamakla yükümlü kılıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, sahada yaşanan bu değişiklikler, yetkililerin kayıp insanların akıbetlerinin ne olduğu konusundaki ipuçlarını değerlendirerek acilen harekete geçmeleri gerektiği hususunun altını çiziyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü kayıp insanların akıbetleri ile ilgili bilgilerin açığa çıkartabilecek kanalları da inceledi. Araştırmacılar, Rakka ve Deyrizor’daki toplu mezar alanlarını ziyaret ettiler. Bu alanlardan çıkartılan cenazelerle ilgili bilgi toplamaya ve bu bilgileri muhafaza etmeye çalışan yerel yetkililer karşılaştıkları güçlüklerle başa çıkmak için büyük bir mücadele veriyorlar ve çok büyük ölçüde desteğe muhtaç durumdalar.
Daha önce IŞİD tarafından zorla alıkonulmuş kişiler de İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne, IŞİD tarafından, sonradan Amerika’nın öncülüğündeki koalisyon veya Suriye-Rusya askeri ittifakı tarafından bombalanan tesislerde tutulduklarını anlattılar. IŞİD tarafından alıkonulmuş bu kişilerden biri, IŞİD’den kaçtıktan sonra, onun IŞİD üyesi olduğunu zanneden SDG tarafından da zorla alıkonulduğunu anlattı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, Kuzeydoğu Suriye’deki fiili yetkililerin her biri, IŞİD’in hüküm sürdüğü dönemde kaybolan insanların akıbetleri ile ilgili bilgi toplamak amacıyla, kendi kontrol ettikleri bölgelerde merkezi bir birim ya da sivil bir yapı oluşturmalı. Bu birim hem Suriye’deki hem de Suriye dışındaki aileler ile temasa geçmeli. Bu tür yapıların zaten mevcut olduğu yerlerde, yerel makamlar, bu yapıları desteklemeli ve uluslararası standartlara uygun hareket etmelerine izin vermelidir. Yetkililer, ayrıca, toplu mezarları, en iyi adli tıp uygulamalarını ölçü alarak korumak için kaynak ayırmalılar ve IŞİD tarafından zorla alıkonulan insanların akıbetleri ile ilgili bilgileri gözetimleri altındaki IŞİD şüphelilerinden hukuksuz sorgulama tekniklerine başvurmadan toplamayı bir öncelik haline getirmeliler. Başta ABD öncülüğündeki koalisyon olmak üzere müttefikler de gerekli maddi ve teknik desteği ifa etmelidir.
Başta Suriye hükümeti olmak üzere, Suriye’deki ihtilafın tüm tarafları on binlerce insanın keyfi olarak zorla alıkonulmasına ve zorla kaybedilmesine katkıda bulundular.
Stork “IŞİD’in bölgesel kontrolünün bitmiş olması, yakınları Suriye’de kaybolmuş olan ailelerin sorularına yanıt vermek ve yakınlarının akıbetlerini öğrenme haklarını gözetmek için iyi bir fırsat sunuyor” dedi.